Enerjiden Madde..... Maddeden Enerji

Patlamadan 200 milyon yıl sonra madde ve kütle ile birlikte çekimgücü de ortaya çıkmaya başlıyor. Oluşan maddenin bir merkezde yoğunlaşması ve bulutsu halinde bulunan parçacıklara çekimgücünün etkimesi ile bu parçacıkların rotasyonuna neden oluyor. Bu tür bir spiral bulutsudan sonunda yeni bir yıldız doğacak.


Rotasyonun hızlanması ile oluşan basınç sonunda madde merkezde giderek yoğunlaşıyor. Hidrojenden helyuma çekirdek tepkimeleri sonraları azot ve oksijene ve nihayetinde demire kadar süren bu süreç sonunda uzayda ilk gezegenleri ve yıldızları oluşturan bir süreci de başlatıyor. Bu sürecin 900 milyon yıl kadar sürdüğü tahmin ediliyor. Çekirdek kaynaması neticesinde serbest kalan enerji ısı ve ışığa dönüşerek güneşler oluşuyor.


Büyük patlamadan 1 milyar yıl sonra ilk yıldız kümeleri ve galaksiler oluşmaya başladı. Bizim galaksimiz olan Samanyolu da günümüzden 11 milyar yıl önce yani büyük patlamadan 2 milyar 700 milyon yıl sonra oluştu (son bazı yeni ölçümler sonucu Samanyolu’nun neredeyse büyük patlama ile yaşıt olduğunu iddaa edenler de var). Çapı takriben 120.000 ışıkyılı, kalınlığı ise 3500 ışıkyılıdır. Spiral bulutsular türünden bir galaksi olup, bünyesinde 200-300 milyar civarında güneş bulunur. Merkezinde büyük miktarda kara madde ve kara delikler bulunduğundan(muazzam bir çekim gücü oluşturan) galaksiyi kendi içinde merkezkaç kuvvetlerini dengelemesine karşın, dış çeperlerdeki bazı yıldızların galaksiden kayıp gitmesine engel olamamaktadır.


Henüz yeni keşfedilen Sagittarius A bu karadeliklerden sadece biridir; güneşin 3 milyon katı ağırlığındadır. Samanyolunda bu güne dek keşfedilmiş en eski gezegen olan Methusalem tam 13 milyar yıl yaşındadır. Ağırlığı Jüpiterin iki katıdır, bizim güneş sistemimizden 3 kat daha yaşlıdır. Dünyadan 5600 ışıkyılı uzakta, akrep takımyıldızında bulunur.


Büyük patlamadan 10 milyar yıl sonra evrenin oluşumu büyük oranda tamamlanmıştı. İlk oluşan yıldızlarsa çoktan patlayıp yok oldular. Onlardan geriye kalan madde uzaydaki yıldızlararası karanlık tozun içine karıştılar. Kara madde olarak nitelenen bu malzeme milimetrenin bindebiri ile ondabiri arasındaki parçacıklardan oluşmasına karşın tüm evrensel maddenin tahminen %80’ini oluşturmakta. Dünya yörüngesine isabet eden miktar ise 50.000.000.000.000.000 ton olarak tahmin ediliyor. Bu malzemenin tamamı hidrojen ve helyumdan ibaret, ama zaman zaman meydana gelen yıldız ve galaksi süpernova patlamaları sonucunda bir miktar karbon, azot ve oksijen ile bazı ağır elementler de bu buharlaşan, patlayan yıldızların külleri olarak uzaydaki kara maddeye karışabiliyorlar. Aynı malzeme yeni bir gezegenin ya da yıldızın doğuşuna da neden olabiliyor. Gezegenimizi ve güneş sistemimizin oluşmasına da neden olan evrensel toz ya da sis yeryüzündeki ve bedenimizdeki her zerrenin bir zamanlar uzayda varolan başka yıldızların küllerinden başka birşey değil.


Bugün dahi her galaksi içinde bir yılda ortalama 100 yeni güneşin oluştuğu tahmin ediliyor. Evrenin başlangıcından bu yana da 100 milyar civarında galaksi oluşmuş olmalı; hidrojen var olduğu sürece de bu oluşum devam edecek. Yıldızlararası boşluğu dolduran bu hidrojen bulutsuları eksi 150 derece. Kara madde ile birlikte bu bulutsular bir gün yeni oluşacak bir yıldızın ya da gezegenin de ana malzemesini oluşturacak.